ÇEPNİLER

Çepniler Alevimidir

Çepniler Alevi midir?

“XVI. ve daha sonraki yüzyıllarda dahi gerek Çepniler arasında, gerek komşuları olan diğer Türkler arasında Alevî inancını taşıyanlar bulunabilir. Fakat Ömer, Osman Bekir isim/eri, onlardan pek çoğunun Sünnî olduğuna asla şüphe bırakmıyor. Diğer taraftan az yukarıda belirtildiği üzere 5-10 haneli Çepni köylerinde camiler bulunuyor ve camilerin imam, hatip, müezzin muhassıl gibi vazifelileri görülüyor, fakihlere ve müderrislere de sık sık rastgeliniyor. Kısaca onlar asla karacahil bir topluluk değildir. Çünkü din adamlarından müteşekkil aydınları var. XV. yüzylın ikinci yarısı ile XVI. Yüzylın birinci yarısında Âşık’ın dediği gibi “bidin” dinsiz insanlar değil bilakis dindar bir topluluktur. Bir taraftan Safevî propagandaları, diğer taraftan Osmanlı’nın Anadolu’nun her tarafında yaptıkları gibi, tımarlarını ellerinden alıp kendi kullarına ve kul oğullarına (= yani devşirme zümresine mensup olanlara) vermeleri yüzünden aralarında Alevilik belki az daha yayılmış olabilir.” Çepnilerin Alevi sayılmasının başka nedenleri de vardır. Onların Safevî Şeyhi Cüneyd ve onun torunu ve Safevî Devletinin kurucusu olan Şah İsmail’e olan yakınlıkları bilinmektedir. XIV. yüzyılda Azerbaycan’ın Erdebil şehrinde Safiyeddin Ishak adlı bir şeyh tarafından, Sünnî-Şafii ilkelerine göre kurulan Safevî tarikatının başına geçemeyince Anadolu’ya gelen ve burada başta Halep Türkmenleri, Dulkadırlı ve Üçoklu Oymaklarının hemen hemen tamamı olmak üzere diğer Türkmenlerin de birçoğunun kendisine mürid yapan Şeyh Cüneyd’in bu müritleri arasında Çepniler olduğu gibi, Anadolu’dan topladığı Türkiyeli göçebe ve köylü müridleri ile İran’a giden ve Akkoyunluları yenerek 1501 yılında Safevî Devletini kuran torunu Şah İsmail’in de yanında Çepniler vardır. Şah İsmail’in Safevı Devletini kurmasından sonra Anadolu’dan İran’a göç eden Türkler arasında da Çepniler vardır ve bunların büyük bir kısmı veya tamamı Doğu Karadeniz Çepnileridir. Çepnilerin İran’dan çıkarıldıktan ve Doğu Karadeniz bölgesine geldikten sonra burada Tirebolu, Görele ve Vakfıkebir yörelerine yerleştikleri, sayılarının da 100.000 civarında olduğu rivayet edilmektedir. Osman Turan da bu bölge Çepnilerinin önceleri Alevi olduklarını sonra Sünnileştiklerini belirtiyor: “Mehmet Âşıkî (XXI. Asır) memleketi hakkında güzel bilgiler verirken batı ve güney taraflarının Çepni Türkleri ile meskûn olduğunu ve bu sebeple bu havalideki dağlara “Çepni Dağları” denildiğini henüz basılmamış olan “Menâzır’ül Âvâlim” adlı eserinde yazar. Trabzon’un güzelliklerini ve meziyetlerini tasvir eder ve överken batıda Rafizi (Alevi) Çepniler; doğuda da kısmen Müslüman olmamış Lazlar arasında kaldığından dolayı üzüntülerini belirtir” dedikten sonra, “Birçok göçebeler gibi Alevi olan bu Çepniler zamanla Sünnileşmiş ve Lazlar da tamamen Müslüman olmuştur. Sürmene ve Araklı kazalarında yaşayan Çebi adını taşıyan kalabalık ailelerin de Çepnilerden olduğu anlaşılıyor.” Ermeni tarihçisi Minas Bıjıkyan da, Görele’den bahsederken, “Geleneksel bir rivayete göre bura halkı Çepni denilen (çıra söndürenler) den terekküb eder. Putperestlikten kalma adetleri olan bu halk senede bir defa kadın erkek beraberce şenlik toplantısı yapar ve geceleyin bütün ışıkları söndürerek, Putperestler gibi akraba ve kardeşi ayırtmadan birbirine karışır ve iğrenç hareketlerde bulunurlardı. Bu adet şimdi kalmamışsa da, çoğu namaz kılmaz ve sarhoşluğa itibar ederek çok içerler” demektedir . (Kimi Ermeni olan bazı maksatlı tarihçiler, Çepniler’i, ‘Kızılbaş/Alevi/Rafızi’ olarak niteleseler de büyük tarihçi Prof.Dr.Faruk Sümer aynı görüşte değildir. O da, Çepniler ve diğer Türk boyları içerisinde Alevi olanların bulunabileceğini kabul eder; ancak bu Çepniler’in Trabzon Çepnileri olamayacağı kanaatindedir ve; “Bir ilim adamı olarak vazifemiz, gerçeği bulmaktır. Bizim için Sünni ve Alevi vatandaşlarımız arasında asla bir fark yoktur. Türk kültürünü almış her vatandaşımız, ilmen yani gerçek olarak Türk’tür. Bir insanın hangi millete mensup olduğunu, o insanın almış olduğu kültürü belirler..” demektedir. 16. ve daha sonraki yüzyıllarda, tabi gerek Çepniler arasında gerek komşuları olan diğer Türkler arasında Alevi inancını taşıyanlar bulunabilir. Fakat Ömer, Osman, Bekir isimleri, onlardan pek çoğunun Sünni olduğuna asla şüphe bırakmıyor. Diğer taraftan; beş-on haneli Çepni köylerinde camiler bulunuyor. 15.yüzyılın ikinci yarısı 16.yüzyılın birinci yarısında Âşıkî’nin dediği gibi ‘bîdin/dinsiz’ insanlar değil bilakis dindar bir topluluktur. Bir taraftan Safevi propagandası, diğer taraftan Osmanlı’nın -na(yani devşirme zümresine mensup olanlara) vermeleri yüzünden aralarında Alevilik belki daha az yayılmış olabilir
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol